Mustafa Sarıgül basın toplantısına, “Sayın Cumhurbaşkanımızın merhum annesine yönelik sözleri söyleyenleri kınıyorum” diyerek başladı.
“Altı gündür Türkiye’de olağanüstü olaylar oluyor. Halk sokaklarda, gençlik sokaklarda, kadınlar sokaklarda, sokaklar bize bir şey söylüyor.” Diyen Mustafa Sarıgül, sözlerine şöyle devam etti:
Adaletsizliği kim yaşatabilmiş ki bu iktidar yaşatabilsin
Ülkeyi yönetenler kendilerinden başka herkesi suçluyorlar. Çünkü hiçbir muhalif sese ve tavra tahammül edemiyorlar. Her söylediklerinin, her yaptıklarının, her düşüncelerinin, doğru olduğunu zorla kabul ettirmeye çalışıyorlar. Ama şunu unutuyorlar; Adaletsizliği kim yaşatabilmiş ki bu iktidar yaşatabilsin. Halkı ve hakkı kim yenilmiş ki bu iktidar yenebilsin.
Mustafa Sarıgül, ülkeyi yönetenlerin sokağın sesini de mesajını anlamak yerine CHP’yi halkı sokağa çağırmakla suçladıklarını belirterek “CHP halkı sokağa çağırmadı, halk CHP’ni sokağa çağırdı. CHP halkın partisidir. Halkın partisi de halkın yanındadır, halkın çağrısını duymak zorundadır.” dedi
Hiçbir şey böyle yaşamaktan daha korkunç değil
“Halk neden sokaklarda olduğunu sloganlarla, pankartlarla anlatıyor.” Diyen Mustafa Sarıgül, protestolarda kullanılan “Hiçbir şey böyle yaşamaktan daha korkunç değil.” pankartını hatırlatarak, “Bu halka ne yaşattınız ki hiçbir şey böyle yaşamaktan daha korkunç değil?” diye pankart açıyorlar diye sordu.
Demokrasi tahammül ve uzlaşma demektir
Sarıgül, basın toplantısını şu sözlerle bitirdi: Demokrasi tahammül ve uzlaşma demektir. AK Parti bugün geldiği noktayı demokrasinin kurum ve kurallarına borçludur. Onların da demokrasinin kurum ve kurallarına uyması lazım. AK Parti’yi demokrasinin kurum ve kurallarına uymaya çağırıyorum.