Erzincan Binali Yıldırı Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu iç Mekân Tasarımı bölümü 2. Sınıf öğrencisi 45 yaşındaki iş insanı Osman Nuri Aydın hayat hikâyesini Sabah Gazetesi muhabiri ile paylaştı.
Evli ve 3 çocuk babası olan Aydın, büyük oğlu ile aynı yıl üniversite sınavına girdiğini belirterek; ben çiftçi bir ailenin çocuğuyum. 1980 Erzurum Horasan doğumluyum. Erzurum’a okumak için gittim fakat hayat şartlarından dolayı okumadım. Amcaoğluna ait bir mobilya atölyesinde çalışmaya başladım. Çıraklık eğitim ile lise mezunu olduğunu belirten Aydın, okuma isteğinin hep içinde olduğunu kendi firmasını kurduktan sonra bu imkânı bulduğunu belirtti.
20 ÜLKEYE GİTTİM
Aydın konuşmasında; 1990 yılından sonra 2026 yıllarına kadar mobilya işi ile iştigal ettim. Bu tarihten sonra kendi firmalarımı kurma kararı aldım. Kendi işim ile birlikte yurt dışı fuarlarına gitme olasılıklarım oldu. Yaklaşık 20 ülkeye gittim. Yurt dışında birçok yeni teknolojiler gördüm ve bunları şirketlerime kazandırdım. İşimi eğitim ile birleştirme arzusu bende hasıl oldu. Teknoloji ve el becerilerini birleştirilmesi gerektiğini düşündüm. Pandemi sürecinde de biraz içeri kapanınca o dönemde eğitime daha fazla merak sardım. Derslerle ilgilendim. Pandemi sonrasında sınava girerek iç mekan tasarım tercihi üzerine buraya Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi MYO’ ya geldim. Liseden mobilya dekorasyon bölümü mezunuyum. Aslında buraya kayıt olmak ama devam etmemekti amacım. Erzurum’dan Erzincan’ geliyorum. Burada k hocalarımın eğitimi, arkadaşlarımın ileri derece motivasyonlarını görünce okulu daha fazla sevmeye başladım. Hocalarımda destek olunca bırakmadım. Bu yıl mezun oluyorum ama eğitime ara vermeyeceğim. YKS sınavına gireceğim iç mimar ya da mimarlık okumak istiyorum” dedi.
HAYAT BOYU ÖĞRENMEYİ 4 YILA SIĞDIRMASINLAR
Z kuşağı gençlere okumalarını öneren iş insanı Aydın; öğrenci arkadaşlarım hayat hikâyemden şunu çıkarsınlar, Asla bizden bir şey olmaz, zamanı geçti, hayat boyu öğrenmeyi 4 yıla sığdırmamalarını istiyorum. Çünkü insan yeniliklerle, değişen dünyada dijitalleşen çağlarda bugün anlatılan yapay zeka ile daha başarılı daha güçlü yerlere geleceklerine inanıyorum. Burada yüksek okullarla ilgili şöyle bir algı var. 2 yıllık ne olacak Bu eğitimi de burada yüz yüze gördüğünde kalitesizlik arz etmediğine şahit oldum. Arkadaşlarımın değişik yetenekleri var ve bu yeteneklerinde keşfedileceğini düşünüyorum”
OKUL İLE BİRLİKTE ŞİRKETİMİ KURUMSAL YAPIYA DÖNÜŞTÜRDÜM
Okula gelmesi ile birlikte şirketini tamamen kurumsal yapıya döndürdüğünü söyleyen Aydın, Üniversitenin, işçilerimizin, mesai arkadaşlarımızın özlük hakları, tatilleri, mesai saatleri, servis, istirahat etme dinlenme yerleri ve daha sonra sadece çalıştırarak bir şirkete katkının dışında onlara da eğitim vererek faydalı olduğunu fark ettim. Davranışlarımız değişti, iletişimimiz değişti, Burada mesleklerin yüzde 50 gelişiminin iletişim olduğunu gördüm. Sadece okul okumakla bitmiyor. Bunun imalat, endüstri boyutu var ve bunun güçlü iletişim boyutu var. Bunun ele alınmasını okulda öğrendim.
Eğitim bir kültürden oluşuyor, kültürün bir parçası, tarihin bir parçası, coğrafyanın bir parçası. Ben gençlere hayat boyu öğrenmeyi bırakmamalarını istiyorum. 30 yıllık iş hayatım burada ki 2 yıllık ışığı tutmamış. Eğitimin o kadar faydalı olduğunu gördüm.
Okumak aşkına günlük 400 kilometreyi sosyal hayatımdan, uykumdan, sporumdan, istirahatımdan vazgeçerek değeceğine burada hissettim. Mesleğime aşığım” dedi.